9 Nisan 2014 Çarşamba

Bebek İhtiyaç Listesi

Hamile olduğunu öğrendiğin zamanlarda yepyeni ama dili farklı,kendi farklı bir dünyaya giriyor insan.Bebek malzemeleri dünyası!Önceden birşey ifade etmeyen göğüs kalkanı,biberon ısııcısı gibi şeylerin gerekliliğini,iyiliğini falan araştırırken buluyorsunuz kendinizi.Bir sürü bebek malzemesi markasıyla tanışıyorsunuz.Anlayacağınız yeni bir ülkeye gitmek gibi,yeni bir dil öğrenmek,yeni bir spor alanıyla uğraşmak gibi derya deniz bir bilgi havuzuna bilinçsizce cup diye atlamaya çalışmak.

Ben bugün kendi ihtiyaç listemi paylaşacağım.Daha sonraki postlarda da ilk etapta uzun uzun bu ne ola ki ya diye düşündüğüm bazı malzemeleri teker teker ele alacağım.Benim gibi şaşkınca bu işleri araştırmaya başlayan anne adaylarına yol gösterici olmasını ümit ediyorum.

1-Beslenme grubu

-Elektrikli göğüs pompası(Çalışmayan bir anne için el pompalı olanlar da bir tercih olabilir.Ama göğüsler düzenli boşaltılmazsa annede sorunlar olacağından bir pompa bulundurmak faydalı.)
-Anne sütü saklama kapları.(Bebek tok olduğu zamanlarda annenin memeleri rahatlatmak için süt sağması gerekebiliyor.Sütün ziyan olmaması açısndan bulundurmakta fayda var.)
-Biberon(Her ihtimale karşı bulundurmakta fayda var.)
-Emzik
-Sterilizatör(Belli aralıklarla emzik ve biberonları kaynatmak da uygulanabilir.)
-Biberon ısıtıcı(Sıcak suda da isteyen benmari usulu ısıtma yapabilir.)
-Biberon ve emzik yıkama deterjanı
-Mama kaşığı (Süt gelmezse ilk etapta bebek biberona alışabiliyor.Biberon yerine mamayı kaşıkla vermek çok daha uygun.Ayrıca ilaç vermek için de gerekiyor.)
-Emzik saklama kabı
-Termos
-Emzirme yastığı
-Emzirme önlüğü (Bir annenin boynuna attığı şalın bir ucuyla memesini örttüğünü okudum.Bana daha mantıklı geldi.)
-Biberon fırçası
-Ağız bezi

2-Bebek sağlıkve bakım grubu

-Ateş ölçer (Kulaktan ölçenler daha sağlıklı sonuç veriyor ama uzaktan temassız olanların kullanımı çok daha kolay.Ayrıca temassızlarla hava ve banyo suyu sıcaklığı ölçülebiliyor.)
-Oda ısısı ve nemi ölçer.
-Nazal aspiratör(doktor tavsiyesine göre alınmalı.)
-Tırnak makası
-Fırça ve tarak
-Pişik kremi
-Şampuan
-Vücut kremi veya yağı
-Banyo
-Banyo filesi ve süngeri
-Kova ve maşrapa
-Banyo havlusu(Bebeklerin altları açıldığında rahatlayarak çiş ve kaka yaptıkları düşünülürse birkaç tane almakta fayda var.)
-Havlu içine koymak için mermerşahi bez(İlk aylarda bebeğin cildi hassas olduğu için.)
-Bebek telsizi(görüntülü veya görüntüsüz)
-1 no bebek bezi(Çabuk 2 noya geçildiğinden çok stok yapmamak gerekiyor.)
-Islak mendil
-Kare pamuk(İlk zamanlar ıslak mendildense bebeğin altını ıslak pamukla silmek pişikleri önlemek açısından daha sağlıklı.)
-Tek kullanımlık alt açma bezi(Yıkama derdi yok,kirlenmedikçe tek kullanımda atmak da gerekmiyor.)
-Bebek bezleri için çöp kutusu ve poşetleri(Düzenli çöp toplanan bir yerde oturuyorsanız veya düzenli çöp atıyorsanız gerekli değil.)
-Banyo suyu ısısı ölçer (Temassız termometreniz varsa gerekli değil.)
-Buhar makinesi(doktor tavsiyesine göre alınmalı)


3-Bebek odası ve yatak

-Bebek odası düşünenleri için anne yanında yattığı süreler için,düşünmeyenler içinse zaten gerekli olacağından taşınabilir beşik veya park yatak(Park yataklar görüntü olarak kötü ama 2-3 yaşa kadar kullanılabiliyor ve seyahate giderken katlanabiliyorlar.)
-Yarı ortopoedik yatak ve alez (Yatağın sert olması,visko olmaması bebeğin yatak içine gömülmemesi açısında önemli.)
-Eşyaları koymak için bir dolap veya şifonyer
-Kademeli olarak ayarlanabilen lamba(Bu sayede ışık istendiği şekilde ayarlanabiliyor.)
-Kimi annelerin tercihi emzirme koltuğu
-Alt açma ünitesi (Şifonyerin üstüne alt açma minderi ve araç gereçler konarak da elde edilebilir.)
-Bebek nevresimi
-Güvenli yatış yastığı (Yan yatış yastığı veya yan da yatmaya destek olabilen iki tarafı destekli yastık)
-Bebek kıyafetleri için askı
-Gündüz için ev tipi an kucağı veya tercihe göre salıncak.
-Dönence
-Uyku tulumu(Bebeğe ilk aylarda battaniye örtülmesi üstüne çekme olasılığından dolayı önerilmiyor.Yaz bebekleri için daha ince kumaştan ve kolsuz,kış bebekleri için daha kalın tulumlar bebeği gece boyunca sıcak tutuyor.)
-Kundak(Bebeğin ayaklarını serbest bırakan,kollarını saran kundaklar bebeklere anne karnında olduğu hissi veriyor ve bebek huzurlu uyuyor.)
-Bol bol özellikle penye olmak üzere her çeşidinden battanye(Bebeği bir koltuğa bile koyacak olsanız penye battaniye seriyorsunuz.)
-Özellikle yaz bebekleri için cibinlik sopası ve cibinlik.

4-Anne ihtiyaçları

-Meme ucu kremi(doğumdan bir ay önce kullanılmaya başlanması faydalı)
-Göğüs kalkanı(Meme ucunun sütyene değmesini engelleyerek hava almasını,bu sayede iyileşmesini sağlıyor.Tahrişi önlüyor.İçinde biriken sütler kullanılabiliyor.)
-Göğüs pedi(Herkesin çok ihtiyacı olmayabiliyor.İlk etapta küçük bir kutu almakta fayda var.)
-Tercihe göre pijama veya gecelik
-Bebek bakım çantası
-Göğüs için sıcak-soğuk kompress yapılabilen jelli göğüs pedleri
-Emzirme sütyeni veya atleti(Kışın atlet,yazın sütyen daha mantıklı)
-Kullan at lohusa külotları(İlk birkaç gün için)
-Hastane için terlik
-Hasta bezi veya büyük hijyenik pedler

5-Bebek taşıma grubu

-Bebek arabası
-Kış bebekleri için bebe arabasında kullanılan ısıtıcı tulum ve aparatlar
-Yağmura karşı koruyucu
-Ana kucağı ve isofix bağlantısı (Arabası olanlar için mutlaka gerekli.)
-Sling(Kanguru tercih eden aileler de bulunmakla birlikte bebeğin kalça eklemine yük binmemesi açısından bu tarz bir taşıyıcı alınacaksa sling sağlıklı olan.)

6-Giyim grubu

-Bununla ilgili genel olarak eğer bebeğiniz 3.500 gr dan küçük doğarsa yenidoğan parçaları birkaç ay yetebiliyor ama daha büyük bebeklerde 1 ay anca giyiliyor.

-Mevsimi düşünerek alışveriş yapmak önemli.Yaz bebeğine kolsuz ve kısa kollu bodyler,kış bebeğine uzun kollu bodyler almak,kış bebeği için mont,hırka,kalın tulum almak gibi.Yaz bebeği için yenidoğan bedeninde kadife bir tulum almak kullanışlı bir tercih değil.

-Kıyafetler yüzde yüz pamuk olmalı.Ftalat(DBP) içeren baskılar olmamalı.Bebeğin kafasında geçirirken kafasının rahat geçmesi için çıtçıtlar,düğmeler bulunmalı.Bez değiştiriren kolaylık olması açısından tulumlar alttan çıtçıtlı olmalı.Bebeğe batacak,rahatsız edecek parçalar olmamalı.Etiketler kullanım öncesi tamamen sökülmeli.

-Kıyafetler yenidoğan (hastane çıkışları da yenidoğan boyunda),0-3 ay,3-6 ay diye kategorize edilerek alınmalı.Alınan şeyler yazılmalı ve liste yapılmalı ki fuzuli belli bir bedende birikme olmasın.

-Kıyafetler kullanım öncesi mutlaka yıkanıp ütülenmeli.Depolanma,mağazada bekleme sırasında pis ortamlarda durdukları düşünülmeli.

-Kız bebekler için alınan cicili elbiselerin kullanışlı parçalar olmadığı unutulmamalı.

-Eldiven ve şapka ilk zamanlar kullanılan parçalar olduğu için hastane çıkışları ve setlerden çıkan parçalar yetecektir.Ekstra almak çok gerekli değil.

-Kıyafet alışverişinde çamaşır yıkama sıklığı,annenin aşırı titizliği vs önemli faktörler.Sık çamaşır yıkamayan, iki damla sütle bebeğin üstünü değiştiren bir annenin 2 hastane çıkışıyla yetinemeyeceği malum.

-Patikli alt alırken bunların bebeğin bacağını germeye başladığı andan itibaren giydirilmemesi gerektiği unutulmamal.

-Eskiden çok kullanılan iç zıbınlar günümüz anneleri tarafından tercih edilmiyor.Çıtçıtlı bodyler yerini tutuyor.Hastane setlerinin bir kısmından zaten hiç çıkmıyor.Önden çıtçıtlı dış zıbınlar çıkıyor.

-Kullanılması önerilmeyen malzemeler-

-Pudra solunması akciğerlere zararlı.Bebekler için önerilmiyor.
-Emzik zinciri bebeğin boynuna takılabilir,kullanılmamalı.
-Annemin yakın bir arkadaşının torununun kullandığı küvet ayakları durup durup dururken küveti yere düşürdüğü için ben almayı düşünmüyorum.Sağlam bulmuyorum.
-Hoppala ve yürüteç gibi malzemeler bebeğin bacaklarına orantısız yük bindirdiğinden önerilmiyor.



8 Nisan 2014 Salı

"25. hafta:Selam gebelik şekeri!"

Evet 25. haftanın sonunda 75 gr şeker yüklemesi yaptırdım.Her gebe gibi aç karnına nasıl duracağım,o kadar şekerli sudan midem bulanır benim ya gibi serzenişlerle gittiğim doktorun muaynehanesinden elimde 2000 kalorilik diyabetik diet ve şimdi ben pasta yiyemeyecek miyim yani? sorusuyla paşa paşa evime geri döndüm ve başladım dieti incelemeye.

Şeker yok,reçel yok,pasta yok,tatlı yok,hamurişi yok.Peki ne var he ne var,şu koskoca dünyada gebe kadının seveceği isteyeceği,ay bunu da canım çekti diyeceği.

Ben size söyleyeyim bol sebze,meyve,tam tahıllı ekmek,yoğurt,peynir,süt var.Tabi ki bende memnuniyet yaratmamakla birlikte el mahkum diete uyacağız,şu 1 hafta şekerimizi ölçüp yazacağız.


Bu haftanın başka bir olayı da doktor kontrolünde bebikin yine baş aşağı döndüğünü görmem oldu.Daha yirmili haftalara gelmeden baş aşağı duran bebik önce popoyu aşağı vermiş,sonra bu da olmadı deyip boylu boyunca uzanıp yan durmuştu.Şimdi gene başı aşağı duruma geri döndü.

Vee tabi ki kasık ağrıları..Bu seferkiler şekilsiz yatmaktan değil ama,daha farklı bir ağrı.Gün geliyor kaldırmıyor yerinden.En iyi çözümü dinlenmek ve fazla ayakta durmamak.

Son olarak bu hafta aç karnına pijamalarla kilom 63.Yani 600 gr alınmış.Fena değil.İşin içine şeker de girdi artık dikkat etmek gerek.

2 Nisan 2014 Çarşamba

"Hamile destek yastığı ve hamileler nasıl yatmalı?"

Yaklaşık 20. haftada aldığım ve sanırım bir işe yaramayacak diye düşündüğüm bu destek yastığını göbeğim belirginleştiğinden beri yanımdan ayırmıyorum.Malum gebelerin yüzüstü yatmaları zaten mümkün değil,sırtüstü belli bir zamandan sonra isteseniz de rahat nefes alarak yatamazsınız hem de sırtüstü yatınca vücudun büyük toplardamarı vena cava inferior a yapılan baskı sonucu kalbe geri dönen kan miktarı azalır.Bunun sonucu da tansiyon düşmesi,fenalaşma,bebeğe az kan gitmesi ve buna bağlı NST de kalp atımlarında bozukluk görülmesi ortaya çıkar.Nereye yatacağız derseniz,çoğu kişinin bildiği gibi yan yatacağız özellikle de sol yanımıza.
Neden sağ değil de özellikle sol derseniz çünkü vücudun solunda vücudun büyük atardamarı aort,sağında ise büyük toplar damarı vena cava inferior vardır.Atardamarlara kan çok büyük basınçla gider ve bu nedenle üstüne bebek baskı da yapsa kan akımını engelleyemez.Toplardamarlar ise kalbe kanı geri götüren düşük basınçlı damarlardır ve basınçla yolları engellenebilir.Bu nedenle sola yatmak daha iyi olmakla birlikte tam sağ yatmak da sırtüstü yatmaktan iyidir.

E tabi yana yatan hamilenin göbeği de azıcık havada kalır,aşağı sarkıp yatağa değmek ister,değemez ayarlamak gerekir vs..İşte bu durumda bu yastık oldukça işlevsel.Ne olacak normal bir yastık koyabilirim diye de düşünebilirsiniz ama bu yastığın yanda düşük seviyeden yüksek seviyeye doğru gitmesi istediğiniz gibi göbeği koyup rahat pozisyonu bulmanızı sağlıyor.Normal yastıkla bunu yapamıyorsunuz.

Uzun lafın kısası 20 tl civarında çoğu yerde satılan bu yastığı severek kullanıyorum ve her gebeye de öneriyorum.

"24.hafta:Korku..."

24. hafta yazısı biraz gecikti.Çünkü 24. haftaya girildiği anda büyük bir korku musallat oldu başıma.24.haftada ülkemizde genel olarak kabul edilen yaşam sınırı.Ama 24 haftada doğan bebeklerin yaşam şansı ülkemizde %10 u geçmiyor maalesef,25. hafta olduğunda ise bu oran %50 ye kadar çıkıyor.Gene de 30 haftadan önce doğmuş bir bebeğin ilerde karşılaşacağı sorunlar büyük,yoğun bakım süresi uzun.Dolayısıyla yaşam sınırına geldiğimizde aklımdan devamlı bunlar geçmeye başladı ve içimi derin bir korku kapladı.Malum kasılmalarım ve erken doğum tehditim devam ediyor.Rahim ağzı uzunluğum şimdilik kötü olmasa da bu kasılmalar sonucu oluşacak ani bir açılma korkusu içindeyim.

Tabi ki ne olacak ne bitecek Allah bilir,sanırım çok düşünmeden dinlenmeye devam etmem lazım...

Gelelim bu haftanın güzelliklerine.Artık tekmeleri babası da elini koyara çok net hissetmeye başladı.Bu tekmelerin bazıları servikse yani rahim ağzına doğru atıldığında vajen içinde bir gıdıklanma hissediyorum..:)Daha önce hastalar bebeği aşağıda hissediyorum,rahme vuruyor dediğinde(hastaların çoğu için vajen,rahim ağzı,idrar yolu toptan rahimdir.) ne demek istediklerini anlayamazdım,şimdi çok net anlıyorum.Kendimi bazen ısrarcı tekmelere karşı vurma oraya yaa,vurma yaa derken buluyorum.:)Annem ve ablamla konuştuğumda aynı durumu yaşadıklarını öğrendim.Ablam bir de mesanene vurunca gör dedi ve sanırım o da başladı.Mesaneye bir tekme ve ani çiş gelme hissi.:)

Bu haftaın başka bir önemli konusu ise benim 62 kg 400 gram olmuş olmam.(1 haftada 2 kg 100 gr!) Tamam azıcık abartarak yemiş olabilirim ama müthiş bir pasta isteme durumu yaşadım ve yeni yeni geçiyor.Çocukluğundan beri süt içmeyen de biri olarak hem bu eksiği kapatmak,hem de ani tatlı krizlerini kontrol altına almaya çalışmak amacıyla az şekerli sütlü tatlılar yapıp yemeye karar verdim.

Son olarak ise yabancı dizi sevenlere bir öneriyle yazımı bitireyim.Bu aralar Revolution izlemeye başladım.Elektrikle ilgili herşeyin sebebi bilinmeyen bir şekilde çalışmayı bırakmasıyla insanlığın yaşadığı durumu anlatan oldukça sürükleyici bir dizi.Dizi izlemeyi sevenlere önerilir.

21 Mart 2014 Cuma

"23.hafta:Bebek hareketleri"

Dün itibariyle 23. haftayı doldurdum.Bu haftanın benim için en büyük olayı daha önce "acaba mı?" diye düşündüğüm,emin olamadığım bebek hareketlerini artık çok net olarak bağırsak hareketlerinden ayırmam oldu.Çoğu kişiye göre biraz geç olduğunun farkındayım.:)


Bebek hareketleri daha önce bebeği olmuş annelerde en erken 16. hafta,ilk bebeği olan annelerde ise 18. hafta civarı hissedilir.Bazı kadınlar ısrarla çok daha erken hissettiğini söylese de daha küçük haftalardaki ve kütledeki bir bebeğin kendini hissettirmesi mümkün değildir.Tabi anneye bu durumu çaktırmamak lazım.Gebe dediğin zaten hormon denizinde yüzmekte olan bir şahısken bebeğimin hareketlerini 8 haftada hissettim de dese he diyeceksin,gebe kadınla polemiğe girmeyeceksin.:)


Neyse benim bebek hareketlerini geç hissetme sebebimi iki şeye bağlıyorum.Birincisi bebeğin plasantası ön taraftaydı ve bu zayıf hareketleri hissetmeyi önlüyordu.İkincisi ise gebelikte progesteron hormonu etkisiyle azalmasını beklediğimiz bağırsak hareketlerinin son hafta magnezyuma bağlı olarak ama genel olarak neye bağlı olarak benim de bilmediğim şekilde artmış olmasıydı.Devamlı karnımda gurultular,pıtırtılar,garip ses ve hareketler sonucu hangisi bebek,hangisi bağırsak net olarak anlamam azıcık uzun sürdü diyelim.:)


Bu haftanın ikinci tecrübesi ise magnezyumun bana yaramadığı oldu.Genelde yüksek dozlarda görülen karın ağrısı,krampları etkisi bende günde tek şaseyle de ortaya çıktı.Ara verince geçti,tekrar kullanmaya başlayınca gaz sancıları kıvrandırdı.Ben de kullanmayı bıraktım maalesef.


Ve gelelim haftanın 3. tecrübesine,geçen yazımda kopacak derecede olan kasık ağrısından bahsetmiştim.Soranlara bu ağrının ayakta durmayı acı verici hale getirdiğini,kalça eklemime sanki basamadığımı anlatırken ağrıların neden kaynaklandığını buldum!
Gün içinde evdeki köşe koltukta yan dönüp,dizimi kırıp tek bacağımı koltuğun arkasına koyarak uyuyorum ve gece de yorganla aynısını bir sağa bir sola dönerek tekrarlıyorum.Bir akşam koltukta bu şekilde uyuyakalmışken yukarıya kaldırdığım bacağımın resmen tutulduğunu ve eklemimin çok acıdığını farkettim.O günden beri bacaklarımı akrobasi denemeleri yapar gibi taa en tepelere kaldırmıyorum ve yükseğe yasladığımda da dizlerimi kırmadan yaslıyorum.Bu sayede o garip ağrıyı çekmiyorum.Ama hemen her gebede görülen hafif-orta ligament gerilmesine bağlı kasık ağrıları tabi bende de var.


Dün sabah aç karnına pijamalarımla 60,3 kilo geldim.Bu hafta 300 gr almışım.Halbuki bu hafta tam bir çikolata haftasıydı!Korkmasam hergün çikolatalı pasta yiyeceğim.Ama sağlıklı beslenmeye çalışıyorum kendimce.

14 Mart 2014 Cuma

"22. hafta:Kasık ağrıları!"

Dün 22. haftayı bitirdik.22. haftanın bana getirisi bazen ayakta durmayı işkence haline getiren kasık ağrıları oldu.Kasık ağrısı doğum acil nöbeti tutarken en nefret ettiğim hasta şikayetidir.Çoğundan acil bir durum çıkmaz,gerilen bağların ağrısıdır.Hasta ikna olmaz,ağrısının çok şiddetli olduğunu söyler,ağrı kesici önerirsin,gebeyim nasıl alayım der.Hasta da doktor da mutsuz mutsuz takılır.Neyse 2 yıllık kadın doğum asistanlığımda hastaların abarttığını düşündüğüm iki şikayet bir mide bulantısı,iki kasık ağrısı.Yalnız gelin görün ki gebelikle birlikte bu düşüncelerim tabi ki alt üst oldu!Özellikle o ilk 3 ayın bulantısından sonra midesi bulanan gebe canımdııır,bacımdırr diye gezmeye başladım.Üzerinden birkaç ay geçti ve şu an aynı şeyi kasık ağrısı için hissediyorum!İşte bu haftanın bana getirisi sevgili gebelerimi bu yönden de anlamak oldu.

Bu haftanın en önemli ikinci olayı ise 4,5 cm olan rahim ağzı uzunluğumun birden 3 cme inmeye karar vermesi.Üstüne benim kanamalı,bol kasılmalı,ağrılı bir gebelik geçirmem söz konusu olunca tabi doktorumuz da hayırdır inşallah,ne oluyoruz,daha da kısalma olacak mı diye düşündü haliyle.Bunun cevabı maalesef ancak 2 hafta sonra belli olacak.2 hafta sonraki ölçümde umarım ki daha da kısalma olmaz.Bazen günleri sayıyorum,içim içimi yiyor ama yapabileceğim tek şey maalesef beklemek.:(

Yine bu hafta her ne kadar ağızdan alımının kanıtlanmış bir etkisi olmasa da kasılma ve ağrılar için magnezyum kullanmaya başladım.Yan etkisi ilk aylardaki kadar ağır olmasa da ona benzer mide bulantısı ve aşırı bağırsak hareketleri oldu.İçiyoruz bakalım ne olacak.



Dün sabah aç karnına pijamalarımla kilom 60.Yani 1 haftada 900 gr almışım.Bu aylarda haftada 500 gr almam gerekirken 1 kgya yakın kilo almam güzel olmuş tabi.Bu şekilde devam edip haftada bir kilo alırsam,bu gebelik 25 kiloyla biter herhalde.:)

6 Mart 2014 Perşembe

"2. düzey USG ve Doç. Dr. Zeki Şahinoğlu"

2. düzey ultrason için yer araştıran anne adaylarının bir kısmı bilir.Bağdat caddesi çiftehavuzlarda Doç. Dr.Zeki Şahinoğlu'nun Fetüs adında 2li test,3lü test,2. düzey usg ve doppler usg yaptığı bir muaynehanesi var.Kendisi perinatalog yani riskli gebelik uzmanı ve ultrason konusunda da en iyi isimlerden biri.Aslında benim doktorum 2. düzey ultrasonu kendi de yapıyor olsa da yine çok zevdiğim bir uzman ablanın ve doktorumun önerisiyle Zeki Hocadan randevumu alıp dün Fetüs yollarına attım kendimi.Allahım bir heyecan,bir heyecan ben de,kalbim çarpıyor,midem bulanıyor,başım ağrıyor.Hani başkası dese güler de geçerim.2 li testin biyokimyasal riski hafif sınırda çıkmış,bebekte hiperekojen barsak görülmüş,aslında bunların hepsi benim geçirdiğim ağır kanamalara bağlansa da kızım sen gene de ileri tetkik yaptır çünkü doktor hastalığı diye birşey vardır denmiş biri olarak stres tavan yapmış bir şekilde girdim muaynehaneye.

Bu arada şu doktor ve doktor yakını hastalığı denen şey de gerçekten var.Etrafımda duyduğum bütün ender hastalıklar bu popülasyonun başına geliyor,onu geçtim doktor mesela grip oldu dyorsun zatürre çıkıyor,bileğin burkulmuştur diyorsun çatlak çıkıyor.Yani garip bir durum.Bu doktor hastalığı durumu nasıl beynime işlemişse bir gece önce de rüyamda Zeki Hoca bebeğe bakıyor beyninde bir sürü kist var,hem birden çok pipisi var bu çocuğun diyor.:P


Konumuza dönersek muaynehaneye girdim.Aman Allahım bir aile var içerde,benden önceler,7-8 yaşında bir kız,2-3 yaşında bir oğlan çocuğu,anne,baba,hala,enişte gelmişler.Çocuk oraya koşar,ordan oraya,ordan oraya,bir kişi dur demez mi?Hala elinde bir çorba güya yedirmeye çalışıyor,çocu çığlıklar,bağırışlar!Sekreter bayan kibarca uyarmaya çalışıyor,çizgi film açıyor,yok yok yok!Çocuk muayene odalarına koşuyor durduran yok.Neyse bunların sırası geldi,meğer kadın ikiz gebeymiş,45 dakikaya yakın sürebilirmiş diye ben o küçük afacanla bir 45 dakika aynı odada geçirmeyi göze alamadım ve ben yarım saate gelirim diyerek çıkıp iki adım ötedeki gratise gittim.Bebek hareketlensin ultrason öncesi diye bir çikolata da alıp,yarım saat sonra döndüm.

Neyse sıra bana geldi,eşim normalde gelemeyecekti de program sarkınca ben girdim 2 dakika sonra o girdi.Bu sefer de benim  bebek dosyam yok.Zeki Hoca ben asistanlığa başladıktan 2-3 ay sonra hastaneden ayrılmıştı.Hocam sizi hatırlıyorum,siz hatırlamazsınız ben daha ço yeniydim tabi hocam ikili testte biraz şöyle çıktı vs diyorum ama dosya yok dolayısıyla ikili test de yok!Tabi ben mahçup mahçup bakınırken Allahtan eşim gidip bakayım nerde olabilir diyor,yüzümde koca bir sırıtışla şeey Gratiste sanırım diyorum!Tabi ne kadar utandığımı söylemem gerek yok,adam kosaca hoca,ben hayran hayran gelmişim,klasik gebe olarak en önemli şeyi gidip gratiste ruj alacağım,çikolata yiyeceğim diye bırakıvermişim!:)

İki küsür yıldır kadın doğum asistanıyım,defalarca ikinci düzey usg izledim,kitaplardan okudum,bakılması gereken minümum kriterleri az çok biliyorum ama Zeki Hoca bana da göstere göstere öyle yerlere bakıyor ki ben bir bebekte bu da var mıydı diye şaşırıp kalıyorum.Tabi ben yarı eğitim şeklinde ağzım açık vayy bee diye şaşkın şaşkın izliyorum.

Sonuçta Zeki Hoca bebişi riskli bulmuyor.Fakat benim aylarca süren kanamalarımın,rahim içindeki kanama odağımın ve inceleme süresince bile kasılıp duran uterusumun o da erken doğum riski yarattığına işaret edip dikkat ediyor.Eşimin Gratisten getirdiği dosyamdaki testlere de bakıp sorun olmadığını söylüyor.Ben hayran hayran iyi ki geldim diye oradan ayrılıyorum.2. düzey yaptıracak bütün anne adaylarına kendisini şiddetle tavsiye ediyorum.Bir işi çok iyi bilmek böyle birşeymiş demek ki.Darısı başıma:)